ShopDreamUp AI ArtDreamUp
Deviation Actions
İnsan yaşlandıkça harfler çoğalıyor ömründe.Kağıtların renkleri daha bir sararıp soluyor.Zarları yine aynı ellerle atıyorsun ama beş üç kapısından fazlasını göremiyorsun artık.
Mesela benim ruhum gitgide uzuyor,uzadıkça yayvanlaşıyor,kayganlaşıyor ve belirsizleşiyor.Mor kanatlı , soluk tüllü kelebekler konuyor kenarların.Kelebek dediğinin ömrü bir nefes,tülleriyle gözlerini örter,mor kanatlarından da sallandırırlar kendilerini bir sağa bir sola.
Sen fark etmezsin ama binlerce tek nefeslik kelebekler dolanır boğazına.Sen bilmezsin,bir burun çekersin , ölüverirler.
Mesela ben kıpırdamıyorum geceleri.Bekliyorum öylece morları,tülleri.Düzenli nefes almaya çalışıyor,sigarayı yarım yakıyorum.Sabahtan çamaşır suyuna yatırdığım ruhumu ellerine bırakıyorum.
Acımam ben en başta kendime ama acıyor olsaydım kendime ; seni de unutmazdım bu ritüelde , merak etme.
Tasalanma , kendim hariç kimseyi es geçmem bu hayatta ama bir sonrakine garanti veremem onu da söyleyeyim şimdiden.
Mesela ben ölü ruhlar besliyorum odamda bir kavanoz içinde.Benimki gibi değiller.Sert,kısa ve keskin ruhlar onlar.Seninki gibiler belki biraz.Gerçi sana Nazgul* yakıştırması yapmak daha uygun olur çünkü kavanozdakiler bildiğin ölü işte...
Sadece sarılmam gerek.Birkaç dakika bir kimseye sarılıp oturmam sonra üzerine birkaç dakika yürümem gerek.En sonunda da hiçbir şey olmamış gibi davranmam , tek istediğim bu.
-Sarıl
-Yürü
-.........(hiç.)
Mesela ben hiç uyanmam bazı sabahlar ; onu da sonra anlatırım ya ; hiç uyumadığım ve hiç uyanmadığım hayatlar oldu benim.Hiçbiri de bana ait değildi.Birilerine geçerken uğramıştım,aitmişim gibi davrandım,birkaç damla yağmur bıraktım sonunda da tek kişilik dönüş biletimi kullandım.Otobüste uyumuşum...
B.Y
*Nazgûl"ler, J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninde Sauron'un en şeytani hizmetkarları olan hayaletlerdir.
Kelimenin kökeni, Kara Lisan'da nazg (yüzük) ve gûl (hayalet, tayf) kelimeleridir. Bu yüzden kendilerine Yüzüktayfları denilir. Diğer adları, Kara Süvariler, Dokuz Süvariya da kısaca Dokuzlardır.
Dokuzlar, Sauron'un gücünün hayranlığına kapılarak onun emrine girmiş ve her birine verilen güç yüzükleriyle, Sauron'un parmağındaki Tek Yüzük'ün boyunduruğuna girmiş ölümsüz insan krallarıdır.
Mesela benim ruhum gitgide uzuyor,uzadıkça yayvanlaşıyor,kayganlaşıyor ve belirsizleşiyor.Mor kanatlı , soluk tüllü kelebekler konuyor kenarların.Kelebek dediğinin ömrü bir nefes,tülleriyle gözlerini örter,mor kanatlarından da sallandırırlar kendilerini bir sağa bir sola.
Sen fark etmezsin ama binlerce tek nefeslik kelebekler dolanır boğazına.Sen bilmezsin,bir burun çekersin , ölüverirler.
Mesela ben kıpırdamıyorum geceleri.Bekliyorum öylece morları,tülleri.Düzenli nefes almaya çalışıyor,sigarayı yarım yakıyorum.Sabahtan çamaşır suyuna yatırdığım ruhumu ellerine bırakıyorum.
Acımam ben en başta kendime ama acıyor olsaydım kendime ; seni de unutmazdım bu ritüelde , merak etme.
Tasalanma , kendim hariç kimseyi es geçmem bu hayatta ama bir sonrakine garanti veremem onu da söyleyeyim şimdiden.
Mesela ben ölü ruhlar besliyorum odamda bir kavanoz içinde.Benimki gibi değiller.Sert,kısa ve keskin ruhlar onlar.Seninki gibiler belki biraz.Gerçi sana Nazgul* yakıştırması yapmak daha uygun olur çünkü kavanozdakiler bildiğin ölü işte...
Sadece sarılmam gerek.Birkaç dakika bir kimseye sarılıp oturmam sonra üzerine birkaç dakika yürümem gerek.En sonunda da hiçbir şey olmamış gibi davranmam , tek istediğim bu.
-Sarıl
-Yürü
-.........(hiç.)
Mesela ben hiç uyanmam bazı sabahlar ; onu da sonra anlatırım ya ; hiç uyumadığım ve hiç uyanmadığım hayatlar oldu benim.Hiçbiri de bana ait değildi.Birilerine geçerken uğramıştım,aitmişim gibi davrandım,birkaç damla yağmur bıraktım sonunda da tek kişilik dönüş biletimi kullandım.Otobüste uyumuşum...
B.Y
*Nazgûl"ler, J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninde Sauron'un en şeytani hizmetkarları olan hayaletlerdir.
Kelimenin kökeni, Kara Lisan'da nazg (yüzük) ve gûl (hayalet, tayf) kelimeleridir. Bu yüzden kendilerine Yüzüktayfları denilir. Diğer adları, Kara Süvariler, Dokuz Süvariya da kısaca Dokuzlardır.
Dokuzlar, Sauron'un gücünün hayranlığına kapılarak onun emrine girmiş ve her birine verilen güç yüzükleriyle, Sauron'un parmağındaki Tek Yüzük'ün boyunduruğuna girmiş ölümsüz insan krallarıdır.
Denen(me)mis
Titrek ışıkların nezdinde ruhani bir kargaşaydı yaşanan
Fazlası bedene bol gelecekti usulsüz.
Denize doğruydu ağıtlar
Suya karışmayan hiçbir şey özüne evrilemeyecekti çünkü
Kullanmayı öğrenemediğimiz düşlerimiz
Şapkadan çıkabilecek bir tavşan kadar beyaz ve yamalıydı.
Hiç inanamadığım şeyler oluyor
Saçlarım sonsuza uzuyordu.
Sedefli bir pencereden bakıyordum
Kendimden başkasını görmeye ahtım olmayan mor b
Wibbly Wombly Timey Wimey Stuff
" Time is not a linear object " said the girl when they first met in a violent hour...
The boy thought he knew how to swim while the girl had already known the sea deeper.
The boy said : I may be afraid of not the time itself but the things it causes.
The girl said : Don't be ! I am not a kind of creature which you can "fall into deep with." I don't have footsteps on earth so I can't hurt even
"my thee"...Only thing that I can do is to write through grey ink like a soaked star in darkness...
A thousand years later ;
Maybe the boy is still afraid or the girl is still creating desperate stars however ; the story will remain unknown / unfi
AFoRizMaLar
* OpheLia idi kurbanın ta kendisi ! Babası , Hamlet(ler)i , sevdikleri , yalınlıkları ve yalnızlıklarıyla başkalarının melankolilerinde ölümü kucaklayan...
* Hayır , hayır olamaz...
Orta Dünya prensini burada , bu saçma şehirde dünyaya getiremem , bunu yapamam ! (Alternatif LOTR diyalogları)
* Samsun'lu Kazım'dan Birmingham'lı Edward'a dönüşebilme sancıları...
* Sorulsa hepiniz aşıksınız ama aşka dair herhangi bir temellendirmeniz de mevcut değil.
* "Wake me up when sept
Uydurmadim
Kopuk cümlelerdi rüzgarda uçuşan ve tamamen sıfatsizdı yalnızlık
Acımayak ve acıtmayacaktı artık zamanın eğri büğrü parmakları
Gezeceklerdi yüzünde teker teker , en büyüğünden en küçüğüne ancak sen yalnızca gıdıklanıp gülümseyecektin ; istemsiz
Tırnaklarım uzuyordu ve ellerim bileklerime ağır geliyordu benimse.
Keza benim "ise" -se ayrı yazılmalıydı tüm ironilerden
Aşık değildim ya artık ; kalbimin ka
© 2011 - 2024 brokenleaves